Pazartesi, Şubat 02, 2009

gazete bağımlılığı

gazete bağımlılığı garip birşey... yıllardan beri, baba evinden bu yana, evimize hep Hürriyet gazetesi girmiştir...
köşe yazarlarıyla sorunum olmadı hiç ama sahibi ve genel yayın yönetmeniyle arada bir takışıyoruz... göz göre göre yalakalık, göz göre göre sümen altı etme, bazı fikirleri zorla yedirme huyları var... bazen dozunu daha da bi kaçırınca, protesto ediyor ve almıyorum... en sonu sanırım 1,5-2 yıl önceydi.. almadım gazeteyi, o ara başka gazeteler almaya başladım, ama öyle bir eksiklik, bir gariplik oldu içimde anlatamam...
hergün aynı cümleyi söylüyordum Fatih'e(apartman görevlimiz)..

-abla ne alıyorum gazete?
-kızgınım çok hürriyete , radikal al, milliyet al.. vs.

sanki söyledikce içimdeki eksiklik azalacaktı..:)

ama olmadı , bir cumartesi sabahı canım nasıl "cumartesi eki" çekti anlatamam... :) geceden başka gazeteler istediğim için sabahın köründe apartman görevlimizi cebinden arayıp "hürriyet de al" dedim... kapıya bırakmıştı sağolsun, ilk karşılaşmamızda da lafı yapıştırmıştı,
-hayırdır abla, proteston çabuk bitti..:)

ama o günlerin bende en güzel kazanımı Radikal gazetesi oldu, hele RADİKAL İKİ... bu eki pazartesi sabahı servisde okumaya başlıyorum, neredeyse perşembe gününe kadar devam ediyor...

serbest kürsü burası.. herkes yazabiliyor... ilk günlerde aslında ne kadar demokratik olduğunu test etmiş gibi çarpılıyorsun, aslında çok da demokratik olmadığını farkediyorsun, kendini tanıyorsun...

ama almaya devam ediyorsan gazeteyi, bilki kendini eğitmeye de başlıyorsun..

hatta evde Radikal iki tartışmaları yaşanıyor bol bol.. bazen sesli okuyoruz bir yazıyı... alıp başını gidiyor konu dakikalarca...

binbir renk, binbir kültür mozaiği ülkemizi anlamak için sadece bizim gibi olanları okumak yeterli değil, o zaman sen ben bizim oğlan, birbirimizi gazlayıp gidiyor oluyoruz..
başkalarına da kulak vermeliyiz, hem de çokca ve sıkca...
bu günlerin aydınları ve geleceğin aydınlarını yetiştirenleri de bizler değilmiyiz?
bizleriz....

Hiç yorum yok: