Perşembe, Mart 23, 2006

meslekden gelen bir merakım var, teknoloji, buluş, yenilikler çok ilgimi çekmiştir her zaman..
her yeni çıkanı alıp deneyebilmek isterim.. o icatların içinde veya herhangi bir yerinde ben de bulunabilseydim diye iç çekmişliğim de çoktur..
linkde verdiğim site işte bu yenilikleri bi araya toplamış bir site, çok keyif alıyorum ben gezinirken..
mesela dün akşam büyük televizyon kimin tartışması gene çıktı bizim evde.. Koray GS-FB maçının özetini seyretmek istedi, ben de "kırık kanatlar"ı.. sonunda yine biz Eren'le küçük televizyona kaldık.. su sağına oturursan bir kanalı, soluna oturursan diğer kanalı gösteren tv yi bekliyorum heyecanla, ses ayrıştırma üzerine çalışıyorlarmış, o da bittiğinde ilk gün almazsam bu tv yi ne olayım... bir de kamera koyup kendi halimizi çekicem tabi ki.. ben gülse birselin mimiklerinden kırılırken avrupa yakasında, koray da sacını başını yolacak belki yedikleri bir golden ötürü.. aynı odada farklı ruhlar, nasıl ama bu tvlerin reklam sloganı bile olabilir..:)
htpp://www.yenibu.com

Salı, Mart 21, 2006

komik diyaloglarla dolu bir tren yolculuğuydu. saatlerce konuşup, sus ikazlarıma aldırış etmeyen, bana ve civarımızdaki herkese sorular sorup bayıltıncaya kadar tekrar eden eren, sadece bikac kez agu gugu yapmış 1 yasındakı bir çocugun annesine dogru seslenip ama bana bakarak "neden yahatsiz ediyor bu cocuk beni, annesi onu sustuyamıyor mu!" demez mi.. tabi dedim, bütün anneler susturabiliyor(!) ya cocuklarını o anne de yapabilmeli...:)
böyle başladık seyahatimize, bol aile ziyaretli bir geziydi, erenin benim kuzenlerimi tanıma toplantıları diyebiliriz neredeyse...
yine soğuktu eskişehir, ama bu benim onu çok özlemiş olduğum gerçeğini değiştirmedi, caddelerini sokaklarını arşınladım birbir, yeni mekanlarını ise cumartesi gecesine sakladım, çok şık biryer açılmış, EFENDİ adında, hem restaurant, hem club.. dekorasyon, yemek, ambiyans cok güzeldi..
ve döndük... gezmek güzel; ama dönmek, hele evine ve sevdiklerine dönmek her zaman çok daha güzel..
http://www.fndsocial.com

Perşembe, Mart 16, 2006

yuppieee!!... yarın Eskişehir'e gidiyoruz oğlum Eren'le... bu sadece ikimizin başbaşa yapacağı ilk yolculuk, hem de tren yolculuğu...hızlı hızlı akıp giden evlere, ağaçlara bakıcaz birlikte geniş pencerelerinden trenin, uslu durursa onu restaurantına da götürücem trenin ve sohbet edicez karşılıklı.. ahh keşke Korayımız da gelebilseydi; ama şu işler yok mu şu işler... biz de çok istiyoruz bu hafta babaannemizi, annenannemizi ziyaret etmeyi, kimse bize tutamaz diyip düşücez yollara..:)
dönünce söz bu sefer hemen yazıcam izlenimlerimi.. şimdi hazırlanma vaktidir, önce işteki işler, sonra evdeki işler, sonra bavullar, sonra sabah yine işteki işler, öğle vakti eve dönüş, ereni alıp yola çıkış vaktidir.. gerisini ben de merak ediyorum..

Salı, Mart 07, 2006

yıllarca günlük tutmuş biri olarak blogger lıkta başarısızım maalesef.. ama çok halı gerekçelerim var
1. oğlum Eren en erken 11de yatıyor ve laptop ı açtığım anda üzerime çullanıp tahmin edemeyeceğiniz kıvraklıkla bilgisayarı zaptediyor.
2. diyelim uyudu , ben de hadi biraz takılayım alemde dedim, eşim Koray elinde bir DVD bitiveriyor başımda, ne de olsa sinemacı iyi de filmler seçiyor, dayanamıyorum..
3. bazen de geciyorum bilgisayarın başına, artık Erenin beni odasında hapsettiği ve en az 10 çeşit oyunda bana hep zor rolleri yıktığından mıdır nedir, oluyorum bir seme(yarı anlar yarı anlamaz saf insan tipi)ve bir cümleyi bile toparlayamıyorum
3. işyerinde yoğunum çok, bu kısmını hiç anlatmıyorum...

anlayacağınız, çok güzel blog takibi yapıyorum, lacivert, abesle istigal, portakal agaci, devletsah vs. ama iş yazmaya gelince durumum budur.. hele bir de benim gibi hem çocuk yetiştirip bi yandan da çıtır çıtır yazan, ekine de fotolar koyan anne bloggerları düşünüp çatlamıyorum desem yalan olur(lacivert gibi..:)

ne yazdım gene ben, sadece yapamadıklarımı di mi, oysa ne çok sey de yaşıyorum... onlar da başka sefere...