Çarşamba, Ağustos 29, 2007


nerden aklıma takıldıysa deminden beri mış gibilerden ne kadar tiksindiğimi düşünüp duruyorum...tahtaymış gibi görünen plastiklerden, elma suyuymuş gibi tadı olan esanslardan, gerçekmiş gibi görünen plastik çiçeklerden, otellerdeki teypden gelen kuş sesinden, her köşeye kondurulan yapma şelalerden, ne bileyim işte, aslı olmayan ,rol yapan herseyden midem bulanıyor...

nerden takılıyor bunlar aklıma, herhalde dürüstmüş gibi görünen iki yüzlülerin, yemin ediyormuş gibi görünen tek ayağının üzerinde duranların, seviyormuş gibi görünen nefret besleyenlerin acısı etrafdaki yapmacıklardan çıkıyor..

gücüm sadece onlara yetiyor ve onların yerine bari gerçeğini, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olanları koyayım diyorum.. anladım ben, benim acilen doğayla başbaşa kalmam gerekiyor, gene şehir alerjisi başladı bende.. üstümde bi sıkıntı var, offff:(((

Çarşamba, Ağustos 22, 2007

ben de gitmiyorum!

tercihlerimden dolayı ilk kez ülkemden gitmem tavsiye ediliyor....
fikir özgürlüğüm, seçme hakkım, seçtiğim seçilmemişse muhalefet etme hakkım, hepsi elimden bir kalemde alınıyor, gözümün içine baka baka "sevmiyorsan git" deniyor...
gitmiyorum, Bekir COŞKUN da gitmiyor... hiçbir yere gitmiyoruz... Bu topraklar bize Atatürk'den, topraklarını kanlarıyla sulamış dedelerimizden yadigar, kimi nereye gönderiyorsun?
Her sabah çocuğumu bırakıp işe gidiyorum, senin beğenmedin giyim tarzımla büyük büyük toplantılara girip, ülkemi temsil ediyorum..üretiyorum, %100 kendi üretimimiz olan yerli malı ürünlerimi fransıza, almana satıyorum.. maaşımın %35ini sana veriyorum, sattığım her malla ülkeme döviz girdisi sağlıyorum, ülkemin aydınlık yüzüyüm..
Ben bu ülke için çok şey yapıyorum, hayatın içindeyim, üretiyorum, yeni nesil yetiştiriyorum..
Sen devlet olarak beni kıymetli görmesen de, ben ülkem için çok kıymetliyim biliyorum....
ve hiçbir yere gitmiyorum.....

Pazar, Ağustos 12, 2007

canım İstanbul



Bu şehir..İstanbul... anlaşılması güç bir sevgili gibi.. bazen inanılmaz kaprisli, suratsız, kaşları çatık, seni bir kaşık suda boğacakmışsına hırçın, bazen de huzurlu kollarında seni dinlendiren, ruhunu okşayan, iyi ki onunlayım dedirten..tam ayrılmalı bundan, hayat bu kadar kompleks, şehir bu kadar yorucu olmamalı derken, birden dünyanın en şanslılarından hissetmek kendini.. 45 dakikada kendini mis gibi bir hayatın içinde bulmak, karadenizin sık ve binbir tonlu yeşilleri ile başbaşa kalmak bir anda..

dalia beach deydik dün..sabah kalktık ve soluğu yollarda aldık...kilyos plajlarını merak ediyorduk ne zamandır, meğer ne keyifli yerlermiş.. burası kendine özel koyu olan bir plaj.. diğerlerine göre daha sakin, partisiz, gürültüsüz.. bir anda kendimizi tatilde hissettik ya, tüm gün boyunca, yine aşık olduk döndük bu şehre...

geceden yaptığım cevizli üzümlü kek, demirciköyden aldığımız sokak simitleri, meyve suları çantamızdaydı, Aslının doğumgününden kalan mini pizzalar da geldi, atıştırdık gün boyu..

biraz yüzdük, bolca kumda oynadık, gazeteler okuduk, sudoku harbi yaşadık bi müddet..:)


akşamüstü kilyosun içine girip, bi çay bahçesi bulduk kendimize, şu manzarada 3er bardak çay banamısın demedi..)


hele istinyede bir de balık ziyafetiyle, bir de kız kardeşlerimle akşam yemeğinde buluşarak geceyi noktaladık ya, değmesinler keyfimize....
gel Pazartesi gel.. korkmuyorum senden.. hazırım, bomba gibiyim..:)

Perşembe, Ağustos 09, 2007

başka akmerkez yok




yukarıdaki paragraf da, başlık da bana ait değil... Bu topraklardan marka çıkar mı? diye soran Güven BORÇA, bu topraklardan çıkmış çok iyi bir Marka Danışmanı... çok saydığımız, sevdiğimiz aile dostumuz...

son kitabı BAŞKA AKMERKEZ YOK elimde dünden beri.. bitirdim bile, bazı yerlerini bir daha gözden geçirip, şirkette yakaladıklarıma birkaç paragrafını okuyorum bugün..:)

Aslında marketing sektörüne hitap eden bir kitap gibi, ama bence öyle değil... o kadar güncel konulara o kadar klişe bakışlarımızı yüzümüze vuruyor ki, ben bunu niye böyle düşünmedim diyorsunuz...

Pazarlamacı olsam, nasihatlarının hepsini kendime altın kural sayardım, ama nasihatları aslında sadece onlar için değil bence.. hepimiz için... fırsatınız olursa alın, okuyun.. bir solukda, çok keyifle..
kalemine sağlık Güven BORÇA..