Pazartesi, Kasım 27, 2006


önümüzdeki bayram gelmeden geçmiş bayramı paylaşayım sizlerle..
pragdaydık..hem de kocamla başbaşa.. Eren'i ilk kez bıraktık, ilk kez başbaşa program yaptık,rüya gibiydi..
prag sadece yuruyerek kesfedilmeye cok müsait birsehir, hatta ozellikle sokak aralarinda kaybolmanizi tavsiye ediyorlar..2. dunya savasindan yara almadan cikan tek sehir olmaozelliginden dolayi, tarihleri dimdik ayakta...
halki eski rejimden kalma, bir cekingenlik,suratsizlik ve sevimsizlik icinde, ama cogunluklayaslilari boyle, gencler yeni duzene daha uyumlu...servis eskiden cok daha kotuymus, simdi de birazyavas, garsonlar asla sizinle sohbete felangirmiyorlar. ..
cam isinde cok iyiler, camdan tahmin edemeyeceginizkadar guzel detay objeler yapiyorlar, cok şık dukkanlar var, girip kendinizi kaybediyorsunuz. .
sanatla cok icice bir millet... buyuk bir katedral,yuzlerce kiliseler, sapeller var, ama soylendiginegore halkin %80i ateist, ve bu kiliseleri akustigindenve bir donem mozartindan da orada yasamasindanhareketle, konserler icin kullaniyorlar. .. hergunheryerde klasik muzik ve gitar konserleri var..
praga ozel kukla gosterileri ve black light denilenisik gosterileri var... isik gosterisinin en guzeliparis caddesinin uzerinde...,cok guzel kukla dukkanlari var, gosterisini seyrettiginiz ya da hayrani oldugunuz butunkarakterlerin kuklalarini alabilirsiniz. ..galeriler cok, her kosede sulu boya prag resimleri yapanlar var, onlardan alabilirsiniz, biz 2 tane aldik, cerceveleniyor simdi..
geleneksel yemekleri gulas, osmanlinin kul asindangelme... cok agir soslu bir et yemegi, baska da tatliolarak da krepleri var, o kadar..italyanlar yeme icme isinde hakimiyetlerinikurmuslar... .
en unlu yeri charles koprusu ve saat kulesinin oldugumeydan... vltava nehrinde gece bir tekne gezisi sart,biz yaptik, koprusunun altindan gecerken deistanbuldan topladigimiz dilek paralarini attik, tabi kendimizinkini de..:)

yazamadım..:(


bazen insanın eline bir mühür gelir, bekler ki mühür çözülsün, içtekiler dökülsün, ama bi türlü çözülemezsin.. ben de öyleydim son 6 aydır...
ne oldu da oldu bu? bir kere şirketim el değiştirdi, dünyalar kadar sevdiğim 3 patronum yaşlandıkları gerekçesiyle yönetimden çekildiler, yerlerine gelen yeni yönetime alışmaya çalıştım bu son 6 aydır, neyseki şimdi taşlar oturdu yerine biraz biraz..
sonra en sevdiğim arkadaşım taşınmaya kalktı birden Ankara'ya.. buna benzer bir şoku 1 yıl önce de Zuzu'mu Amsterdam'a gönderirken yaşamıştım..kader işte..
neden tüm sevdikleriyle dipdibe yaşayamaz ki insan, hep birileri biryerlerde olmak zorunda mı, sen buradayken onlar orada, sen gidersin onlar başka yere.....neyse, yine bir klasik oyalar insanı, gönül ayrılığı olmasın yeter ki..
Erennn, tabi ya Eren de büyüdü bu arada son 6 ayda... onun o küçücük yaşam öyküsünde bu son 6 ay büyük bir yüzde tabi ki.. mesela bir yaş daha aldı, sonra evinin biricik kuzusuyken "şimdi okullu oldu, sınıfları doldurdu"..okula başladığımız ilk günün sabahı.. suratına bakamısınız, nasıl da bundan sonra yaşayacağı yaklaşık 20 yılın derin izleri var değil mi?..:))