Çarşamba, Kasım 30, 2005

Günaydın,
Bugün gerçekten çok yoğunum, birazdan fabrikada ISO-9001 denetlemesi başlayacak ve ben tüm gün ne,nerede, kim, nasıl, ne zaman, görebilirmiyim? sorularına cevap vereceğim. oysa dün akşam ne güzeldi hayat.. Engin GÜNAYDIN, hani zabıta İrfan, onun tek kişilik gösterisine gittik..Sabancı üniversitesi Gösteri merkezindeydi, burayı yeni keşfettik, aynı bizim Eskişehirde üniversitenin içindeki gösterilerin havası var, heryer öğrenci dolu... Bu akşam da Tango var aynı yerde, ona da gideceğiz. Erene 2 akşam boyunca kız kardeşim bakıyor, ne şanslıyım, iyiki kardeşlerim var... Bu hafta bu aktiviteler son, persembeden itibaren pazara kadar kendimi ogluma adayacağım. Cumartesi günü de onu tiyatroya götüreceğim. Oğlum da sanatsal faaliyetlerde bulunmalı değil mi ama...:)

Salı, Kasım 29, 2005

Merhaba,

çok güzel 3 kitabı ardarda okuyorum. Biri "Şu çılgın Türkler" .. bitti, ve ben kitaba resmen taptım, yıllarca tarih okumuş ve okuduklarımdan bu yeni okuduklarımı anlayamamış, hissedememiş olmaktan da utandım. Kütüphanemin en özel bölümüne koydum, oğlum erenin benim gibi 32 yıl beklemesini istemiyorum, şanlı tarihini okumak için... Hemen arkasından "Çamlıcanın 3 gülü"ne başladım, Hıfzı TOPUZ yazarı, aynı dönemde istanbul aydınlarının ve İstanbuldaki direniş ve birleşme çalışmalarına ışık tutan bir kitap, bu da çok güzel... Bunların arkasından da "Benden selam olsun anadoluya" adında bir kitabı referanslı olarak aldım, o dönem rumlarının bazı taşkın ve düşmanca davranışları yer yer çok rahatsız etti beni okurken, bu kitap da o dönemde rumların duygu, düşüncelerini anlatıyormuş.. Böylece 3 yönlü olarak, Ankara, istanbul, izmir üçgeninde "kurtuluş savaşı" serüvenimizi kafamda netleştirmiş olacağım, ve oğluma çok daha doğru bilgiler anlatabileceğim. yaşasın kitaplar, yaşasın kitapseverler...

Cuma, Kasım 25, 2005

http://adayinthelife.nomadlife.org
/2005/10/eskiehir.html

bir blogger adresi bu, bi ara okuyayım diye koydum siteye, belki başka ilgilenen de olur diye, bu arada söylemişmiydim ben aslen Eskişehirliyim. Hayatımın 25 yılı Eskişehirde geçti, deliler gibi sevdiğim eşim de Eskişehirli.. Eskişehirin bizim hayatımızda yeri ayrıdır, İstanbulu da cok seviyoruz; ama Eskişehir başka tabi....
yeni bir site buldum, www.muglets.com , buradan sevdiğiniz birinin kafasını pop starın gövdesine monte edip, onu da dans ettirebiliyorsunuz, ben oğlumunkini yapıp bütün arkadaşlara gönderdim, bana da bir arkadaşımdan geldi zaten, onun oğlunun adı da Demir, onunki de süper olmuştu.. isterseniz deneyebilirsiniz.

Cuma, Ekim 21, 2005

sabah yine her zaman ki saatimde işimin başındayım. Cuma artık nerdeyse enerjimin bittiği gün oluyor, bir de oğlum Eren sabah erkenden paçama yapışıp "anne işe gitmee" demiyor mu, bitiyorum...
Daha 27 aylık ama herşeyden haberi var, demogoji yapabiliyor, olayları ajite edebiliyor, daha ne olsun...:))
Neyseki cumartesi ve pazar yapacaklarımı sıralayınca biraz daha sakinleşti ve beni akşama kadar beklemeyi kabul etti.
Ohh, işe gelince aslında kafamı da dinleyebiliyorum, sabah kahvemi içip, haberlere göz gezdirebiliyorum, evde öyle mi ya, bak dün gece İzmir'de yine deprem olmuş işe gelince haberim oldu...
Yarına da o kadar iş var ki aslında, düşündükçe yoruluyorum, yeni evimizin banyosunun dolapları takılacak, yeni derken neredeyse 2 yıl, ama işte bir yandan evin kredisini ödediğimizden fırsat yarattıkça da dekorasyonla ilgili birşeyler yapıyoruz. Olsun, yavaş yavaş olsun ama huzurla, keyifle olsun..

Perşembe, Ekim 20, 2005

MERHABA!

Gün hep koşturmacayla ve yeni bir şeyler öğrenmekle geçiyor. bu bazen anneliğimle, bazen mühendisliğimle, bazen evliliklerle ve ilişkilerle ilgili oluyor...