Cuma, Aralık 26, 2008

taş plak gecesi

mekan salomanje... perşembe geceleri özel davetlilere taş plak gecesi konsepti.. pop popuz, populistmiyiz neyiz biz..:) kızkızayız... kocalar, çocuklar yok.. konuları da olmayacak... başka konular konuşacağımıza söz veriyoruz yol boyunca.... erken gittiğimiz için sakin önceleri... ana yemeğe kadar neredeyse rahat rahat sohbet edecek kadar düşük müzik sesi.. derken birden üçerli, beşerli gruplar.. ses yükseliyor.. anlamazdın, ah bir varmış bir yokmuş, delisin... coştukca coşuyor ortam.. masamızı da alıyorlar bir müddet sonra... herkes ayakda.. hep 70ler, 80ler.. genel katılıma bakıyorum.. 50 lerinde janti beyler, can gürzapvari... flörtöz tipler...hıncal abim bile var mekanda.. yanlarında hep maksimum 30larında bayanlar...şen şakrak... zaten mekanda engençler 30ların başında... ıssız mı bunlar.. valla pek keyifleri yerinde... biz mi?
biz çok komiğiz tabi.. 4ü de evli, 4ü de çocuklu, hatta birisi daha bezelye kıvamında bir bebiş daha taşıyor içinde... ama çaktırmıyoruz evli ve çocuklu olduğumuzu.. konsept bu..:)
derken konsept biraz başımıza iş açmaya başlıyor... içki ve müziğin etkisiyle herkesde bir muhabbet hali... tırsıyoruz tabi biz.. tadı damağımızda kalarak ayrılıyoruz mekandan.. belli ki gecenin ilerleyen saatleri herkes kolkola girecek burada..:) neme lazım, çoluklu çocuklu kebaplı, balıklı geceler nemize yetmez felan diye avutuyoruz kendimizi.. ya da kociskoları da alıp en kısa zamanda bir daha tekrarlayalım olmazsa...

ya da belki de bir ev partisi ... evet evet, ev partisi süper fikir!!

parti için en güzel albümler de bunlar ve bende de var zaten... ne duruyoruz?..:)

Perşembe, Aralık 25, 2008

güle güle 2008

şöyle bir baktım... her yılın sonunda blogumda bir yıl değerlendirmesi yapmışım.. iyi de olmuş.. koca yıl yaşananları bir nefesde hatırlatmak kendine , faydalı yani..

2008e ne diyeyim...

ilk anda aklıma gelenleri aynen geldiği gibi yazıyorum..

babamın kalp rahatsızlığıyla tanıştık bu yıl, korktuk çok, sürecin çok hızlı işlemesi ihtimali, yani by-pass vs. gibi ameliyatlar, dinlenme süreleri, o arada yaşanacak sıkıntıları düşünmenin verdiği sıkıntılar ilk anda aklıma geliyor... ama ne oldu, sigarayı bırakırsa by-passını 5-6 yıl öteleyebileceği müjdesi verildi ve dünyalar tatlısı babam 7 aydır bir nefes bile sigara içmiyor! süper! kötünün iyisi bir yıl diyebilirim bu nedenle sağlık anlamında...

terör nedense ilk aklıma gelenlerden biri oldu... o kadar çok ağlayan anne, baba, eş, çocuk gördük ki bu sene, 2008e damgasını vurması da kuşkusuz normal bu durumda...

Eren yeni bir okula başladı 2008de, bu seneyle birlikte eğitim sistemini sorgulama sürecim de başladı, hayırlı olsun..:) ara ara bazı anlarını paylaşıyorum okulun, ama herşeyini beğeniyorum, ya da süper şahane memnuniyet içindeyim diyemem.. okuldan bahsetmiyorum aslında, eğitim ve öğretim sürecinin bizzatihi kendisinden....

yine bol gezmeli bir yıl oldu benim için... Çin, Hongkong, mardin, urfa, antep, diyarbakır, amsterdam, brugge, brüksel... gezmeyi seviyoruz, hem de ikimiz de seviyoruz , aynı frekansda olmak büyük şans... o kadar çok konuşacak konu içinde 2 dakika sessizlik olsa gelecekdeki gezi programlarımızı konuşurken buluyoruz kendimizi.. valla süper bişi, maşallah diyin..:)

sonracıma , 2008de son kız kardeşimiz de İstanbul 'a taşındı.. olduk mu 4 kız... evcilik oynuyoruz.... sen bize,biz onlara... annem babam mı... hemen hemen her ay burdalar... 2008 sanırım bir kırılma yılı bu anlamda... babam hem sağlık, hem de hepimiz buraya taşındık diye,artık çok az çalışıyor ve bize çok daha fazla zaman ayırıyor.. esnaf çocukları bilir bu duyguyu, esnafın gecesi gündüzü, tatili bayramı yoktur.. şimdi durumlar öyle değil işte..daha ne isteriz...

bir de kriz, 2008e damgasını vuran, aslında ilk sıralardaydı, ama o kadar bayıldım ki bu konudan, beynimin derinlerine itiyorum..

2009 için bir liste yapıyım dedim, kesin yapacaklarım, isteklerim vs. diye.. Allah sizi inandırsın, sadece sağlık ve huzur istiyorum... uzun bir listem yok, listem bile yok.. ailemin, eşimin dostumun mutluluğu, keyfi, sağlığı, sıhhati...daha ne isteyeceksin yahu? da diyebilirsiniz.. haklısınız....

Salı, Aralık 23, 2008

bu aralar...çoklarrr....

hala krizle uğraşıyoruz, 4-5 ay dayanabildik, haftaya 12gün ücretsiz izine çıkarıyoruz arkadaşları...:( çok üzücü....

bu cumartesi akşamı ve yılbaşı akşamına hazırlanıyorum... biri arkadaşlarımızla ön yeni yıl kutlaması, biri de 31 aralık akşamı... ikisi de bizim evde... bir parti ruhu geldi eve... çok hoş...

sitenin içi , giriş kapısı, bütün balkonlar , salon camlarının önü şıkır şıkır.. heryer süslendi... tabi bizim balkonda... çıkıp çıkıp birkaç süs daha alıyorum...ev ufak çaplı bir gazinoya döndü..:) çok kokoşşş..

yemekteyiz programını gıcık ola ola seyrediyorum...en süper yorumlar bu hafta radikal iki ve radikal cumartesindeydi.. "kalamarı denizde bile halka halka gezen canlı sanan misafirler" cümlesini düşündükce gülüyorum..:))))))) çok matrakkk.....

yine 4 kardeş ve eşler kura çektik, kalabalık ailede herkese hediye, hem de bu krizde... hayal... aynı kuralardan şirketlerimizde de var.. e bi de bunların üzerine herkesin kurasında çıkan küçükleri de ekledin mi... sen düşün... yarından itibaren hediye alışverişlerine başlyorum... çok zevkli...

yarın annemin ve babamın evlilik yıldönümü...Eskişehirin en şık restaurantlarından birinde onlar adına rezervasyon yaptık, menüyü seçtik, ödemesini yaptık.. onlara da yarın biz size söyleyeceğiz kutlamanızın yerini dedik... heyecanlandılar.. bekliyorlar... çok romantiiik.....

sözde erene alınan psp nin biz de manyağı olduk... eren bunu hissetti.. oynamadığı her anda psp sine ve oyunlarına özel bir çantası var, içine hepsini doldurup odasına kaçıyor, takır tukur sesler geliyor.. giriyoruz , çantayı saklamaya çalışıyor hasbam... yemezler... o uyuyunca alıyoruz... çok eğlenceli.....

Perşembe, Aralık 18, 2008

ne ya bu Biletix rezilliği!!!

hani geçen hafta Ankaradaydık ya, bir gece masa başında ankaragucu- galatasaray maçı muhabbeti döndü, bizim kocalar hemen gazı aldı, stadyumda maçı seyretme kararı aldı, biletixin başına geçti, bu arada bir gün sonra Nazlı çalışacak, biz evdeyiz... o anda biletixe nazlının accountu ile giriverildi, satınalma işlemi 5 dakikada yapıldı... beyler gevşemiş ve mutlu surat ifadeleri ile planlar bile yapmaya başladılar, önce biryerlerde altlık yapacaklar, çıkışda buluşucaz falan filan... derken birinin aklına biletixin biletleri verme konusunda yaptığı mızırtı geldi, nazlı da bütün gün olmadığı için kimliğini, evlenme cüzdanını vs. bıraktı Eraya, ve başımıza neler geldiğini buradan okuyun şimdi....
o sinirle nazlının adına oturup bu şikayeti yazdım....

yani şimdi sizce Biletix tekelleşmiyor mu? tekelleşmenin getirdiği ticari terbiyesizlik ruh haline girmemiş mi?

kim dur diyecek bu adamlara, vakti olan şikayet var ın biletix şikayetlerini bir ara okusun ve bilet alırken lütfen çok ama çok dikkatli olsun, valla bileti aldınız mı aldınız , bi daha başınıza taş düşse geri veremiyorsunuz,

ölseniz bitseniz, biletinizi kimselere aldıramıyorsunuz...bu kadar alt yapıya, teknolojiye rağmen web sayfalarında "bileti kim alacak ve t.c. numarası nedir?" diye soramıyorlar mı yani!!!!

cevabını bekliyoruz arkadaşların, cevaba göre ciddi ciddi konuyu başka platformlara taşımayı düşünüyorum...

Cumartesi, Aralık 13, 2008

ne güzel bir bayramdı!

bayramınızı kutlayamadım giderken... hepinizin geçmiş bayramını kutlarım öncelikle..
adı hep çok hüzünlü gelmiştir bana bu bayramın, söylemeye bile utanırım için için.. ama bayramdır yine de adı, kutluyoruz bi şekilde biz de, ayrık otu olunca da kötü oluyor ...:)



geçen bayram yurtdışındaydık, bay Başbakan bayramın adını tatil yaptılar dedi,fırçaladı halkını, haklı dedik biz de ,bu bayram eskişehir yolllarına düştük, ama durumu en güzel yılmaz özdil özetledi, imamın "yaptığını yap, dediğini değil" durumu ortadaydı.. kendisi ve tüm ahalisi 5-6 gündür rixosdalar...:)

şaka bi yana, yıllardan beri bir bayrama program yaparsak diğerini kesin ailelerimizle geçiriyoruz, bu sene de kuralı bozmadık..

çok huzurlu, keyifli bir bayram geçirdik.. bayramın 1.2. günleri bütün aile büyüklerini ziyaret ettik, çok yaşlılarımız, ağır hastalarımız var ailelerimizde.. hepsini tek tek ziyaret ettik.. hatırlarını sorduk... onlar çok mutlu oldu, biz de huzur dolduk...

Akşamlarımız bizimdi.. AROG'a gitme fırsatı bulduk, çok eğlendik...

Yeni açılan yerlere gittik, Taps açılmıştı, şimdi de Havelka açılmış.. Eskişehirde yaşayan arkadaşlarımızla bu yeni mekanların tadını çıkardık...



3.gün ise sabah kahvaltıdan sonra Ankara'ya doğru yola çıktık, kankalarımız Nazlı ve Eray'lara gittik, Deniz ve Eren'in kavuşma anından ayrılma dakikalarına kadar nasıl uyumla, keyifle zaman geçirdiklerine inanamadık bu sefer.. birbirlerini çok seviyorlar, çok değer veriyorlar.. Onlar doğduğunda aynen de bunu hayal etmiştik, gün geliyor yaşıyoruz hayallerimizi birbir... şimdi de birbirlerinde kalacakları günlerin hayalini kuruyoruz...



Bizim için büyük olay Eren'in anıtkabiri ziyaretiydi..Hep beraber gittik, hava soğukdu, bayramdı, ama Anıtkabir müthiş kalabalıkdı.. çok etkilendik.. Eren her detayı merak etti, sordu, dinledi...



Ankara'nın heryeri AVM olmuş, hepsi de birbirinden büyük, şık.. gündüzleri biraz buralarda takıldık, CEPA, PANORA vs., ama akşamları hep evdeydik, çocuklar hep evde oynayacakları oyunların hayallerini kuruyorlardı çünkü.. bilim faaliyeti de bunlardan biriydi..Eren en son karıncanın kalbini gördüğünü iddia etti mikroskopda..:)

bu arada tabi biz de her akşam keyifli sohbet masalarının başındaydık....

şimdi evimizdeyiz.. gezmek çok güzel, sevdiklerinle buluşmak çok güzel... en güzeli de eve geri döndüğünde bir çok güzel anı biriktirmiş olarak bir keyif kahvesi içmek....

umarım herkesin bayramı içine sinmiştir bizim gibi..ve evine kazasız belasız ulaşabilmiştir.. akşam saatlerinde dinlediğim haberlere göre bilanço 120 kişiydi ne yazık ki..:(

Çarşamba, Aralık 03, 2008

veli katılım günü

sıra bendeydi.."veli katılım günü"... veli olarak da bendeniz tabi, düştüm yollara...

düştüm düşmesine ama , oraya varıp 20 cin gibi çocuğun karşısına çıkınca söyleyecek bişeyleriniz olmalı, bir faaliyet yaptırmalısınız, falan filan...

onlara üretimi anlatmaya karar verdim, kaptım bir parçalanmış semaveri, girdim sınıfa... hepsi aynı anda "hoşş geldiniiizzzz" diye bağırınca, ne yalan söyliim ürktüm...
40 çift pırıl pırıl göz, ne anlatacaksın diye bakıyordu suratıma...
neyseki konuya bayıldılar,
kalıpları oyun hamuru kalıplarını hatırlatarak
montajı lego ile yaptıkları oyuncakları hatırlatarak onların hayatıyla ve hayal gücüyle bağladım anlattıklarımı..
çok beğendiler, hatta orada ileride böyle işlerde çalışmak istiyorlarsa mühendis olmaları gerektiğini söyledim, ya da tasarımcı... hepsi parmak kaldırdı...ahh kurbanlıklarım... biz yandık sizi de yakıcaz..:)))

sıra onlara vereceğim hediyelere geldi, ama ben onlara hzırlanmış, paketli hediye vermek yerine, kendi hediyelerini kendileri yapacakları müjde(!)sini verdim.. kırtasiyeden aldığım boncuklar, deri ipler masalara serildi.. herkes kendine kolye, bileklik yapmaya koyuldu..





faaliyetimiz bitince de boncuklarımızla hep beraber bir hatıra fotoğrafı çektirdik...
bu katılım fikrini çok ama çok beğendim.. çocuğunun arkadaşlarıyla geçirdiğin bir saatte onun hakkında o kadar çok şey farkediyorsun ki...evdeki çocukla okuldaki çok farklı gerçekden...


bu kim biliyormusunuz? hani size daha önce bahsettiğim Pırıl hanım var ya, bu da O..."en güzel kız" , Eren'in deyişiyle... toplu fotoğrafda dikkatinizi çekerim, Erenle ikimizin arasında Pırıl var, bunu da eren istedi, anne aramıza gelsin Pırıl dedi... nasıl bir sahne bu ya..:)) gelin hanım kayınvalideye ısındırılıyor... :))))))))))))