Salı, Aralık 04, 2007

aslının süper kadınlık yazısından hareketle..


zevkle takip ettiğim bloglardan biri aslının günlüğü...son yazısında süper kadınlıkdan bahsetmiş ve içindeki o kadını öldürdüğünden dem vurmuştu, hatta ben de ona işler yolundayken süper kadınlık keyiflidir, her kadın süper kadın olmakdan garip bir haz da alır, doğamızda var bu demiştim ama işte o sihirli cümle var ya, işler yolundayken, evet işte işler yolundayken!....

erenin okulu ile iletişimimizi yazışarak sağlıyoruz, onlar bize yazıyor, biz onlara.. akşam okuldan gelen bir yazı beni delirtmeye yetti işte... o kadar herşeyin üstüne titriyorum, dikkat ediyorum ama sonunda " erenin kendi müzik aletini kendin yap" etkinliğine pinpon topu göndermediğim için katılamadığını ve bir köşede oturup arkadaşlarını seyrettiğini bildiren yazı! bir gece önce yatmaya hazırlanırken defterinde pinpon toplarını yarın gönderin yazısını gördüm ama bununla ne yapacaklarını hiçbir dökümanda bulamadım, ee o saatte pinpon topu da bulamıcağıma göre evdeki küçük yumuşak toplardan koydum bir iki tane....:) meğer pinpon topları ile enstrüman yapacaklarmış, bu uyarı da ingilizce notlarının arasında kalmış...

aslında basit bi olay di mi, katılamadıysa katılamadı, bundan da eksik kalsın di mi, ama işte süper kadınlık sendromu böyle birşey, sinirler biraz laçka olduğundan işte, birden atıyo şalterler...

hergün 1 saatte işe gidip,1 saatte dönüp,tüm gün deliler gibi çalışıp,aman sıradanlaşmayayım diye sürekli kendini geliştirip, işde kadın olduğunu, evde çalışan olduğunu gizlemeye çalışıp, evdeki yardımcımızla evin düzenini tutturmaya çalışıp, eşin eline alışveriş listesi tutuşturup, bu arada bütün arkadaşlarla kontak halinde olup, haftada abartmıyorum 2-3 akşamı arkadaşlarla program yapmaya ayırıp, sıkı aile bağları da çok önemli diyip 2 akşamı da aileye ayırıp, bu arada evde birilerine daha hayat vermek adına en azından çiçekler yetiştirip,



eşi de oğlu da onu mutfakda görünce daha mutlu oluyorlar diye her fırsatta mutfağa girip, kardeşi olmayacak kankası çok olsun diye okuldaki arkadaşlarıyla görüşüp, sitedeki arkadaşlarıyla görüşüp, tatil köyündeki arkadaşlarının bile izini sürüp, işden gelir gelmez odasına kendini hapsedip annesinden ne bekliyorsa hepsini yapmaya çalışıp,





bu arada onun gelişimi için en doğruyu yapabilmek için okuyup, araştırıp, danışırken.....bir pinpon topunu atladım diye, oğlum bir kenarda oturuyor ya, deliriyorum işte, deliriyorum.....

işte bu delirme anlarında ben de o kadını öldürmek istiyorum aslında...itiraf ediyorum...

birgün sonra salına salına okula gidip, nedir bu pinpon topu diyip, hee şimdi anladım diyip, yaya yaya en yakın oyuncakcıya gidip, topları okula getirip, gelmişken müdire hanımla iki laklak edip, oradan da aheste aheste eve gitmek istiyorum.. bir pinpon topunun peşinde geçsin hayatım diyorum böyle hallerde..

bu arada çiçeklerim çok güzel ama di mi...

16 yorum:

serap dedi ki...

naptın müdüre hanımla anlatsana:))

Alphecca dedi ki...

1. O okulda oğluş için yedek hiçbirşey yokmuymuş, çocuğu bir kenara oturtmak yerine kağıttan top yapıp, selobantla bantlayıp, ses çıkarmasa bile aletin yapımını gösteremezmiymiş ?

2. İnsan herşeyi unutabilir, bu birgün pinpon topu olabilir, diğer gün cep telefonu. Çalışmakla alakası yok, ev kadını anneler unutmuyorlar mı sanki.

3. Sanırım yoğunluğun farkına varıp bazı şeyleri azaltmak lazım. Herşeyde mükemmel olmamız gerekmiyor, bunu anlamak için daha 1-2 senen var Karamelizem. Pınar senin oğluşun yaşlarındayken, bende senin gibiydim ama sorgulamaya başlamışsın, iyi yoldasın. Çocuklar büyüdükçe işler zorlaşıyor, gerekmedikçe fazla hareket etmemekte fayda var.

Üzülme olur böyle şeyler ama yine de öğretmeninin oğluşu bir kenara oturtmak yerine birşekilde faaliyete dahil etmesini beklerdim. Zaten yaptığı müzik aletinin sesinin çıkmaması ona öğrenmesi için oldukça iyi bir fırsat olacak ve bir daha getirmesi gereken şeylere özen göstermesini sağlayacaktı :(

Unknown dedi ki...

Merhaba canım...
Yazını ilgiyle okudum, sper kadınlık sendromu bende de var sanırım...
Ancak dikaktimi çekti benim oğum da anaokuluna devam ediyor, arada sırada malzeme taleplerini atlayıp unuttuğum ya da tedarik edemediğim durumlar olduğunda okul bunu bir iekilde telafi ediyor, ya arkadaşı ile birlikte yapıyor, ya okul tedarik ediyor bizim yerimize yani çocuğun bir köşede ayrı kalmasına müsade verilmiyor.
Demli Çay

Adsız dedi ki...

AHHH Mehtap'cım can evimden vurdun beni. O defterler bizim gibi çalışan annelerin çocukları en önemli takip aracı. Ama bazen öyle yoğun oluyoruz ki birşeyleri atlıyoruz.

Geçen hafta felaket yogun geçti. PAzar günü de full şirketteydim. Bugün okula sebze-meyve konusunu işleyeceklermiş. Işık hn'a Doğukan'ın çantasına domates koyması unutmamasını söyledim. Ama telefonuma da hatırlatma koydum. Domatesssss yazısı ekranda belirdiğinde o sırada beraber birşey inceledğim arkadaşım koptu tabi:)
Öpüyorum sizi
Çiçekler çaok güzel:)
Aslıhan

Nazkız dedi ki...

canımcım, Aslı'nın günlüğüne de yazdım; her iki durumu da bir fiil yaşayan biri olarak tercihim süper kadınlıktan yana... Şu ana kadar asla şikayetim yok iken bildiğin üzere yavaş yavaş eski hayatıma dönmek istiyorum. Ama şöyle de bir gerçek var ki, 1 yıl bana iyi geldi, hele zamanlama olarak Deniz'in ilk yılına başlaması süper bir olaymış.. Aslında hayatımızda şöyle bir şey olabilse, 5 sene de bir, dinlenme şansı verse şirketlerimiz bize, Fransa'da böyle imiş biliyormusun?

Bu arada görünce de söyledim ya çiçeklerin bir harika, sen harika, süper kadınım benim:-)))

Adsız dedi ki...

Aslıyı bende çok severim canım :) Ya snein şu 2 resimdeki çiçekler soğuk sever sen içerde nasıl baktın aferim sana maşallah hepsine. Ayrıca ponpon talebine yürekten katılıyorum hayat söyle su gibi akıp geçse zıp zıp oradan oraya ama dingince :) Yaa bu müdürle ne olay pek anlamdım ben birşeymi kaçırdım karemelim

karamelize dedi ki...

serapcım,
dün zaten okula davetliydim.. eren arkadaşlarına kitap okudu, biz de dinledik.. sonra da o kitabı sahnelediler..çok güzeldi...
bu arada pinpon topu mevzusunu patlattım tabi orda, ben unutmuş olabilirim, çok yoğunum, bu durumlarda ne olur yani bi kösede top bulundursanız da verseniz cocuğa felan dedim ama , olay şu, bir sisteme karşı hiçbir zaman haklı olamıyorsunuz..peki sorumluluk bilinci mehtap hanım? dediler, annesine hatırlatan ve hatırlatmayan nasıl ayrılacak birbirinden...
bişey diyemedim ondan sonra, off yani...:)

karamelize dedi ki...

edacım,
aferin valla sana, ciceklerden anlıyorsun gercekten...
o cicekler balkonumda duruyor benim, balkon ise cam kapama sistemli.. yani ne cok soğuk, ne de cok sıcak bir ortam..yerlerini de cok sevdiler masallah diyim..:)

Alphecca dedi ki...

Şu okulların sorumluluk aşılama mantığını ben hiç anlamıyorum Karamelize :(

2-3 yıl önce bir özel okulun yuva sınıfları için yaptığı uygulama beni öyle sinirlendirmişti ki, çocukların eline çiğ yumurta veriyorlarmış, bunu servisle eve götür, yarın getir !!!!!!!

Kırılmazsa çocuk sorumluluklarını yerine getirmiş olacakmış !!!!!!!!

Bak bak bakkkkk !!!!!!!!!!!
Ayol ben bu yaşta marketten aldığım yumurtaları kıracağım diye geriliyorum, sen okul olarak el kadar bebelere bununla mı sorumluluk aşılayacaksın :(

Biz bu sorumluluk işini falan abartıyoruz, eğitimi bile yanlış algılıyoruz, eğitim manyağı olup, çocuklarımızı üzmek için bahane arıyoruz :(

Alphecca dedi ki...

Unutmadan eğer anne olarak evet sorumluluk işi önemli ve benim oğluşum bunu öğrenmeli diyorsan bana bakma.

Ama o çocuğun öğrenme ve eğlenme fırsatını kaçırmış olması beni hasta ediyor. Yazdıklarımı böyle değerlendir olur mu?

karamelize dedi ki...

neşeli selam,

bu konu hala devam ediyor biliyormusun? o gün bana gönderin bari topları da erene de yaptıralım dediler, peki dedim, koraya akşam pinpon topunu almadan gelme eve dedim, adamcağız gecenin bi yarısı 3 dükkan dolaşıp topları getirdi, çantasına koydum, dün bi geldim toplar çantada..erene sordum, bitti o faaliyet erencim, topları geri çantana koyuyoruz demişler... yuhhhh! yani....
şimdi aradım, demedim öyle bişey, bugün yapıcaz diyor... dedim durmadan sorumlulukdan dem vuruyorsunuz, oğlunuza sorun o size bizim mesajlarımızı iletecektir, biz ona sorumluluk veriyor diyorsunuz, sonradan benim oğlanı yalancı yapıyosunuz... bu sistem safe değilse, yazın kardeşim o zaman dedim ben de...

yoğunluk konusunda haklısın, belki biraz daha yavaşlamak gerekiyor.. ama bu dozda yaşamaya alışmış biri için bu gerçekten çok zor.. eğitiyorum kendimi..:)))

karamelize dedi ki...

özgür,

beni de en çok kızdıran şey bu oldu zaten... ne olur yani, iki kişiden birer toplarını alsan(beşer tane istenmiş), ve ereni de dahil edebilsen...
ama bence bu okulun suçu değil, hani derler ya, öğretmen önemli ilk yıllarda diye, kesinlikle katılıyorum, bu sene şanssız olduğumu düşünmeye başladım ben artık..:(

karamelize dedi ki...

aslıhancım,
biz seninle kader arkadaşıyız.. bu şehirde anne yok, baba yok, kayınvalide yok..kendi kendimize her işin altından kalkmaya çalışıyoruz, istiyoruz ki birileri bize destek atsın, okuluna öğretmenine güveniyoruz, ama işler bi sarpa sarınca da moralimiz yerlerde sürünür hale geliyoruz..:(

karamelize dedi ki...

neşeli,
bence de kesinlikle deli sacması bir yöntem... buna da başka bişey diyemiyorum, yuhh yani!

benim neye ihtiyacım var biliyomusun, bi köşeye çekilip sakince eğitim ne? öğretim ne? ben ne istiyorum? acaba oğlum ne ister? neyi kaldırabilir? bunları düşünmeye ve bazı kararlar almaya...dur bakalım

Alphecca dedi ki...

Evet aynen bu, en önemlisi Eren' e uygun eğitimin ne olduğunu sorgula Karamelize :)))))

Ya sen zeki kadınsın, kolay öğreniyorsun :))))))))

karamelize dedi ki...

di mi?..:))) allah şaşırtmasın..:)