nerden aklıma takıldıysa deminden beri mış gibilerden ne kadar tiksindiğimi düşünüp duruyorum...tahtaymış gibi görünen plastiklerden, elma suyuymuş gibi tadı olan esanslardan, gerçekmiş gibi görünen plastik çiçeklerden, otellerdeki teypden gelen kuş sesinden, her köşeye kondurulan yapma şelalerden, ne bileyim işte, aslı olmayan ,rol yapan herseyden midem bulanıyor...
nerden takılıyor bunlar aklıma, herhalde dürüstmüş gibi görünen iki yüzlülerin, yemin ediyormuş gibi görünen tek ayağının üzerinde duranların, seviyormuş gibi görünen nefret besleyenlerin acısı etrafdaki yapmacıklardan çıkıyor..
gücüm sadece onlara yetiyor ve onların yerine bari gerçeğini, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olanları koyayım diyorum.. anladım ben, benim acilen doğayla başbaşa kalmam gerekiyor, gene şehir alerjisi başladı bende.. üstümde bi sıkıntı var, offff:(((
3 yorum:
al benden de o kadar, yaş ile alakalımı bilmiyorum, gittikçe doğaya düşüyorum, fırsat bldukca gittiğimiz çiftliğimizde çıplak ayak çimen üzerinde yürüyorum, bahçe domateslerinin kokusunu içime çekiyorum, arıları artık kovalamıyorum- bir salam koyup 1 saat içinde nasıl yediklerini izliyorum vs... Veee karı-koca aldığımız kesin bir karar var ki yaşlılığımızda büyük şehirde yaşayamayacağız biz, yok yok böyle olmayacak..
yapabilirmiyiz emin değilim ben, şehirin enerjisi bir başka...
belki daha sık kaçabileceğimiz bir yere ihtiyacımız var, onu ayarlasak iyi olacak çok yaşlanmadan..:)
o da güzel fikir, orta bi yer bulsak, abant mabant; siz ordan biz burdan ne güzel olur di mi?
Yorum Gönder