cuma akşamı uyumak için gözlerini kapatıp, masal yerine cumartesi neler yapacağımızı dinlemek isteyen oğlum maalesef gece yarısı kulak ağrısı ile uyandı.. yine o bilindik gecelerdendi, her annenin yaşadığı, elinden gelse hemen sağlam kulağını vereceği, sağlığını vereceği, onu yeniden mışıl mışıl uyurken görmeyi isteyip çırpındığı gecelerdendi.. neyseki sabah hemen doktorda soluğumuzu aldık ve ilaçlarımızı kullanmaya başladık, şimdi iyiyiz..
pazar günü kendimizi Nezahat Gökyiğit parkına attık ve İstanbul'un ana arterlerinin tam da göbeğinde bir savaşçı park olan,inadına yeşil bu yerde, güneşlendik, yürüyüş yaptık, kendime üç de fotoğraf çektim.. günlüğüme koymak için.. ne zaman aşırı tempodan ve hızlı hareket etmekten, durup bir düşünmeye , ohh demeye ihtiyacım olursa bu banka oturacağım, 2-3 dakika hiçbirşey yapmadan ruhumu oraya taşıyacağım...
ne zaman önümde çok zor ve sıkıntılı bir yol olursa, bu yola bakacağım.. dümdüz, engebesiz, etrafı çiçeklerle donatılmış bir yol olduğunu hayal edeceğim... ve bir de oğluma bakacağım, gülen yüzüne..pırıl pırıl...
3 yorum:
Vallahi bu kadar bir olur zevkler, Nezahat Gökyiğit parkına bende bayıldım son gittiğimde. Prag yazılarımı bekle geliyor....
bence de çok benziyor, işte bu yüzden izliyorum seni..:))
sevgiler,
benim de zevklerim aynı ama herhalde şartlarım aynı değil:))
prag yazımı bekleyin 3-5 yıla kadar yazıcam inşallah:))
Yorum Gönder