evet, kabul, zor bir şehirde yaşıyoruz.. 1 saatte işe gidip 1 saatte dönüyoruz.. herkesin 2 verdiğine bizden 4 isteniyor.... anadoluya göre güvenlik anlamında daha tehdit altındayız..
kalabalığız, karmaşığız, metropoluz vs.. ama birden bir fırsat çıkıyor karşımıza, kendimizi boğazın kenarında bir yalıda buluyoruz, hepi topu 100- 150 özel konuğu oluyoruz birden... boğazın küçük dalgalarından kopan su zerreleri yüzümüze değiyor, o derece içindeyiz boğazın.. ışıl ışıl , gerçekden inci gibi... gerdanlık gibi... pırlanta gibi... gece bütün sorunlarının üstüne bir perde oluyor bu şehrin..
ve karşımızda Candan Erçetin, tamamı fransızca şarkılarından oluşan bir repertuar hazırlamış.. konukların yarıdan çoğu fransız, nasıl mestoluyorlar.. hangisiyle konuşsam ağzından salyalar akıyor, boğazı, yemeklerimizi, kısaca keyfimizi anlatırken bize...
işte ben bu şehrin birden beni başka bir dünyaya çekebilme ihtimalini seviyorum,
sürprizlerini seviyorum,
ve böyle gecelrden sonra iyi ki buradayım diyorum...
başka istanbul yok...
Çarşamba, Haziran 04, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Ne yalan söyleyeyim kıskandım gecenizi, hak veriyorum sana "başka istanbul yok":-)
Yorum Gönder