bu kadar güzel korunmasını biraz İngilizlere borçlularmış..İngilizler burayı o kadar beğenmişler ki hemen hemen yarısını satın almışlar...Ve aldıkları binaların restore adı altında orjinalliğini kaybetmesine izin vermemişler.. Bir çok Belçikalı bu sebeple İngilizlere şükran duyuyormuş..
Bruge aynı zamanda bira konusunda da ilginç bir yer.. çok çeşitli biraları var.. iki tane de bira fabrikası var, fabrikayı gezip sonra da bahçesinde keyifle tadım yapabiliyorsunuz.. yani biz yaptık, siz de giderseniz yapın derim..:)
Yanınızda bu işi bilen biri yoksa bira seçimi yapmak çok zor..o kadar çok çeşit var...
Bu durumda benim yazacaklarımı aklınızda tutmaya bakın..:)
Biralar tadına, rengine, aromasına, alkol oranına, bazen de içtiğiniz bardağın özelliğine göre farklılaşıyor. Rengine göre olan çeşitleri blanche, blonde, dark, brown, red, golden, amber diye sürüp gidiyor. Blanche en farklı olanlardan biri, limonlu beyaz bira...
Bir de aromasına gore ayrılan biralar var ki bunlardan da vişne(kriek diyorlar) tavsiye edilir! Diğer çeşitleri ise frambuaz, elma, çilek, şeftali vs...
Ha tabi bir de biranın yanında kesin belgium fries yiyin, ama sakın isterken french fries demeyin, kızıyorlarmış.. zaten french den de çok farklı, çok daha lezzetli patates kızartmaları... üstüne sos seçmek de zor iş, dedim ya bilen biriyle gezmek çok rahat oldu bizim için..:)
meydan hatırası bir foto çektirmeden de olmazdı.. onu da yaptık ve akşam yemeği ve kısa bir gezi için Gent e doğru yol almaya başladık...
3 yorum:
Çok güzel fotoğraflar, paylaşımın ve bilgilendirmelerin için teşekkürler arkadaşım :)
rica ederim, benim için keyif..:)
Bruge denince benim de aklıma istisnasız her balkondan sarkan sakız sardunyalar geliyor, ne sempatik bir yer değil mi? Çok güzel bir gezi olmuş....
Yorum Gönder